Müsilaj, yalnızca Marmara Denizi'nde değil, birçok denizde görülebilen bir sorundur. Ancak Marmara Denizi, müsilaj oluşumuna uygun bir oşinografik yapıya sahiptir.
Marmara'da müsilajın nedenleri çeşitlidir, ancak üç ana tetikleyici faktör öne çıkar: Denizin orijinal oşinografik özellikleri, artan kirlilik ve deniz yüzeyi sıcaklıklarındaki artış.
Marmara Denizi'nin yapısı, Akdeniz ve Karadeniz sularının karıştığı bir iç deniz olması nedeniyle benzersizdir. Bu iki su kütlesi karışmaz ve bu karışımın derinlikleri farklıdır, bu da denizin kararlı bir yapıya sahip olmasını sağlar.
Marmara Denizi'nde sıcaklık tabakalaşması ve tuzluluk farkı denizdeki dikey karışımları sınırlar. Eğer deniz yüzeyi sıcaklıkları yüksekse ve kirlilikten kaynaklanan besin tuzu yükü fazlaysa, müsilaj oluşma olasılığı artar.
Müsilajın 2021'de yoğunlaşmasının nedeni, deniz yüzeyi sıcaklıklarındaki artışın etkili olmasıdır. Ancak müsilaj sorununun var olduğu ve bu üçlü tetikleyici faktörün uzun süredir devam ettiği biliniyordu.
Müsilaj oluşumunun başlaması için deniz şartlarının nispeten daha durağan olması gerektiği bilinmektedir. 2021 yılında, Karadeniz'den gelen su miktarı minimuma indiğinde ve iklim koşulları durağan bir seyir izlediğinde müsilaj oluşumu artmıştır.
Sonuç olarak, müsilajın ortaya çıkması, iklim değişimi de dahil olmak üzere uzun vadeli faktörlerin sonucudur ve bu durumu sadece iklim değişimine bağlamak yerine, kirliliği azaltmak için daha fazla çaba sarf etmeliyiz. Bilim insanları yıllardır bu sorunu öne çıkardı, ancak gereken eylemler alınmadı. Bu nedenle, iklim değişimi dışında kirlilik ve insan etkisinin de sorumluluk taşıdığını unutmamak önemlidir.
Prof. Dr. Mustafa Sarı’nın Müsilaj Ağıt mı, Umut mu? kitabından alınmıştır.